Geleneksel Sunumun Ötesinde Bir Yaklaşım
Ak Gıda'nın önde gelen yöneticileri, şirketin yeni değerlerinin açıklanacağı etkinlik için bir araya gelmişti. Stratejik hedefler için önemli bir gündü. Herkes kapsamlı bir sunum ve değerlerin aktarıldığı bir konuşma bekliyordu. Plan buydu.
Serigrafi Masasında Başlayan Dönüşüm
Fakat salonda, projeksiyon perdesinin yanında dikkat çeken bir masa vardı. Masanın üzerinde dikkatle katlanmış pamuklu tişörtler, ahşap serigrafi çerçeveleri ve su bazlı doğal boya kavanozları duruyordu.
Katılımcılar, sunum devam ettiği sırada, değerleri kendi elleriyle basacaklardı. Anlatımın yanında üretim de olacaktı. O gün kimse pasif dinleyici değildi. Ceketler çıktı, kollar sıvandı.
Değerlerin Elle Tutulur Hale Geldiği An
Yöneticiler boyaları çerçevelerin üzerinden elleriyle çekerken o hafif direnci hissettiler. Sonra çerçeveyi dikkatlice kaldırıp, projeksiyon perdesindeki değerlerin kumaş üzerinde nasıl elle tutulur hale geldiğini gördüler. Bu an, basit bir atölye çalışmasından daha fazlasıydı. Değerleri kalıcı ve benimsenmiş hale getiren stratejik bir aidiyet hamlesiydi.
80 El Yapımı Tişört, 104 Kg Karbon Tasarrufu
Seksen yönetici. Seksen el yapımı tişört. Her bir baskı, standart dijital baskılı bir tişörte kıyasla atmosferden 1.3 kilogram karbon tasarrufu sağladı. Toplamda 104 kilogramlık bir hafifleme oluştu atmosferde. Tişörtler serigrafiyle basıldıkları için, en az 10 yıl giyilebilirdi. Standart dijital baskıda bu süre sadece 3 yıl.
Toplantı bittiğinde, yöneticiler yanlarında el yapımı eserleriyle gururla ayrıldı. Değerler artık bir duvarda asılı kalan kelimeler değildi. Herkesin üzerinde görülüyorlardı, konuşuluyorlardı. Ertesi gün o tişörtlerden biri, bir yönetim kurulu toplantısında giyildi. Hiçbir şey söylenmedi ama her şey anlaşılmıştı.