Robert Kolej'de Bir Hafta: 320 Öğrenci, Serigrafi ve Sürdürülebilirlik
2024'te Robert Koleji'nin "Ustalar Yerleşkede" programına konuk olan Erbil Sivaslıoğlu, bir hafta boyunca 320'den fazla öğrenci ve öğretmenle çalıştı. Serigrafi baskı, iğne deliği kameraları ve geri dönüşüm atölyeleriyle her yaştan katılımcı elle üretmenin keyfini yaşadı.
Robert Kolej Dergisi Röportajı
Erbil'in üniversitelerdeki tasarım eğitimi yaklaşımı ve "Ustalar Yerleşke" programındaki deneyimleri hakkında detaylı röportaj:
https://www.flipsnack.com/robertcollege/rk-gen-fark-yaratanlar-say-3-xu32ii3tk5/full-view.html
Her Sınıf Kendi Logosunu Bastı
Robert Kolej, Bitti Gitti'yi ilk olarak serigrafi ile tanımıştı. Kalite ve hızı birleştirmesi yetmiyormuş gibi, ellerle yapılmasıyla sıfır karbon ve sürdürülebilir bir teknik olmasıyla - Robert Kolej yönetimi serigrafinin geleceğin tasarım tekniği olduğuna emin olmuştu. Okulda bir serigrafi atölyesi kurulması için yatırım yaptı ve Bitti Gitti ürünlerini tercih etti. Böylece, Erbil geldiğinde tüm altyapı hazırdı. Hazırlık sınıflarından başlayarak, öğrenciler kendi logolarını tasarladı ve serigrafi ile bastı. Tasarım sürecinde üç farklı yaklaşım ortaya çıktı:
Tamamen el çizimi gruplar: Kağıda çizerek başlayıp, arkadaşlarıyla tartışarak final tasarımı oluşturanlar.
AI destekli oylama: ChatGPT ve Midjourney ile ürettikleri tasarım alternatiflerini sınıfta oylamaya sunanlar. Kazanan tasarımı baskıya hazırladılar.
Hibrit yaklaşım: AI ile çıkan alternatiflerden ilham alıp, son versiyonu kendileri çizenler. En yaratıcı sonuçlar bu gruplardan çıktı.
Öğrenciler renkleri kendileri karıştırdı. Kırmızı + sarı = turuncu değil, "tam istediğim ton" oldu. AI fikirler verdi ama eller gerçek tonları özenle karıştırarak buldu.
Kulüplerin Sürdürülebilirlik Dersi
20'den fazla kulüp, logolarını evlerinden getirdikleri tişörtlere ve Robert Kolej kütüphanesinden temin edilen bez çantalara bastı. Sürdürülebilirliğe dair somut bir ders, çevre kulübünün etkinliğinde yaşandı: Kaplumbağaları koruma projeleri için ilk olarak siyha tişörtler üzerine beyaz boyayla baskı yapmak istendi. Ancak hem siyah tişörtlerin, hem de beyaz boyanın sürdürülebilir olmadığı öğrenilince, isteklerini güncellediler ve açık gri boyayı tercih ettiler. Basit bir karardı, ama bir sunumda değil de kendi yaptıkları bir tasarım projesi sayesinde organik bir şekilde öğrendikleri için güzel bir örnek oldu.
Her kulüp kendi rengini seçerken malzeme tasarrufu da düşünmeye başladı. Serigrafi sadece baskı tekniği değil, bilinçli üretim dersi haline geldi. Siyah tişörtlerin fabrikalarda önceden boyandığı öğrendildiğinde, beyaz tişörtlerin daha doğal olduğu anlaşıldı. Böylece, hem çevre dostu hem de estetik açıdan tatmin edici sonuçlar elde edildi.
Öğretmenler En Meraklıları Çıktı
Öğretmenler programa öğrencilerden daha çok heyecanlandı. "Hangi tasarım programını öğrenmeliyim?", "Bu ödülü nasıl aldınız?", "Evde nasıl yapabilirim?" soruları geldi.
Hatta bir öğretmen, yaklaşan kızının doğumgününde çocuklarıyla baskı yapmak üzere bir A5 Mini Serigrafi Kiti temin etti. Tasarımı da kendisi, Canva kullanarak hazırladı.
Öğretmenlerden gelen katılım, programın etkisini gösteriyordu: Ellerle üretim sadece öğrenciler için değil, herkes için ilham verici.
Birlikte Öğrenme Ortamı
İlk günler herkes çekingen başladı. Üçüncü günden sonra öğrenciler birbirlerine yardım etmeye başladı. Ekran temizleme, boya karıştırma, baskı yapma - her adımda dayanışma gelişti.
Bu organik iş birliği, sınıf arkadaşlığını güçlendirdi. Atölye bittiğinde sadece tişört değil, yeni arkadaşlıklar da çıktı.
El Yapımının Dijital Çağdaki Yeri
Robert Kolej deneyimi, AI ile el işçiliğinin zıt olmadığını gösterdi. Öğrenciler hem yapay zeka araçları hem de serigrafi öğrendi. En başarılı projeler, AI'ın fikirlerle beslediği ama ellerin gerçekleştirdiği hibrit yaklaşımdan çıktı.
Sonuç: Z kuşağı AI'ı yaratıcılık partneri olarak gördü, rakip değil. Çünkü ekranda gördüklerini fiziksel hale getirmenin keyfini tattılar.
En güçlü öğrenme deneyimleri, AI fikirlerinin eller tarafından hayata geçirildiği anlarda yaşanır.
